Memlekette sorunsuz bir güne uyanmak tozpembe rüyalarda mümkün olabiliyor. İskandinavya halkı bütün yıl boyunca durağanlıktan sıkılmıyor mu diye sormaktan alıkoyamıyorum kendimi. Ama memleket Türkiye. Yani kavga etmemiz gereken yeni bir konu daha. Yeni kaosa hoş geldiniz: Suriyelilere vatandaşlık.
Konuyu birçok perspektiften değerlendirmekte fayda var. Zira Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin dillendirilmesi bile birçok ilde ve sosyal medyada büyük bir tepkiyle karşılandı. Bu sebeple olaya sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan yaklaşmak en iyi çözümleme yolu olacaktır.
Sayıları 2 milyona yaklaşan Suriyelinin vatandaşlık alması demografik yapıda ciddi ve kalıcı bir değişiklik yaratacaktır Seçmen yapısında son derece önemli ve belirleyici, siyasi dengeleri ciddi olarak etkileyebilecek, Türkiye'nin sosyal dokusunun ötesinde bir duruma işaret edebilecek, popülist girişimlere açık bir kütlenin ortaya çıkması muhtemel.
Sayısı milyonlara dayanan Suriyelinin iş sahibi olacaklarını, evleneceklerini ve çocuk sahibi olacaklarını düşünürsek Türk toplumunun kültürel yapısının değişmesi hiçte güç olmaz. Türk toplumunu Araplaştırmak. Suriyelilere vatandaşlık meselesinin mezhepçi-etnik iskân politikasına alet edilmesi büyük bir tehlike arz ediyor. 1.6 milyon Suriyelinin fikri düşünce hayatında ve toplumsal yaşamında Siyasal İslam'dan başka bir şey görmediklerini hesap edersek hangi ideolojiyi ve hangi partiyi destekleyecekleri çok açık. Diğer amaçta toplumun iradesini kırmak ve mevcut iktidar alanını genişletmek olabilir mi?
Suriyelilere vatandaşlık meselesini, halkın ekonomik ve sosyal dengeleri gözetilmeden yapmaya kalkışmak, gelecekte sorun yaratacaktır. Zira Suriyeli işçiler çok düşük ücretlerle atölyelerde ve fabrikalarda çalıştırılıyor. 'Ucuz iş gücü' olarak görülen Suriyeliler de yerli işçilere tercih ediliyor. Bu da toplumda, özellikle cüzi ücretlerle geçimini sağlayan kesimi kızdırıyor.
Suriyelilere yaklaşım muhafazakâr, Atatürkçü ve milliyetçi tabanların ortak noktası. Toplumun büyük bir kesimi bu durumdan rahatsız vaziyette. Bu da hükümetin bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetemediğini gösteriyor. Tüm bunların yanında en başa dönersek, bir başka devletin siyasal ve toplumsal sorununu iç meselemiz haline dönüştürmek sakat bir siyasi anlayıştı zaten. Dış politikada iflas bizi sosyal, siyasal ve ekonomik olarak bir çıkmazın içine düşürmüş durumda.
İşin özü Suriyelilere vatandaşlık meselesi pek çok açıdan tartışılması, topluma anlatılması ve toplumdan onay alınması gereken büyük bir adım. Bu büyük adımı; geçmişi, bugünü ve geleceği çözümleyerek atmak en doğru yol olacaktır.
Konuyu birçok perspektiften değerlendirmekte fayda var. Zira Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin dillendirilmesi bile birçok ilde ve sosyal medyada büyük bir tepkiyle karşılandı. Bu sebeple olaya sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan yaklaşmak en iyi çözümleme yolu olacaktır.
Sayıları 2 milyona yaklaşan Suriyelinin vatandaşlık alması demografik yapıda ciddi ve kalıcı bir değişiklik yaratacaktır Seçmen yapısında son derece önemli ve belirleyici, siyasi dengeleri ciddi olarak etkileyebilecek, Türkiye'nin sosyal dokusunun ötesinde bir duruma işaret edebilecek, popülist girişimlere açık bir kütlenin ortaya çıkması muhtemel.
Sayısı milyonlara dayanan Suriyelinin iş sahibi olacaklarını, evleneceklerini ve çocuk sahibi olacaklarını düşünürsek Türk toplumunun kültürel yapısının değişmesi hiçte güç olmaz. Türk toplumunu Araplaştırmak. Suriyelilere vatandaşlık meselesinin mezhepçi-etnik iskân politikasına alet edilmesi büyük bir tehlike arz ediyor. 1.6 milyon Suriyelinin fikri düşünce hayatında ve toplumsal yaşamında Siyasal İslam'dan başka bir şey görmediklerini hesap edersek hangi ideolojiyi ve hangi partiyi destekleyecekleri çok açık. Diğer amaçta toplumun iradesini kırmak ve mevcut iktidar alanını genişletmek olabilir mi?
Suriyelilere vatandaşlık meselesini, halkın ekonomik ve sosyal dengeleri gözetilmeden yapmaya kalkışmak, gelecekte sorun yaratacaktır. Zira Suriyeli işçiler çok düşük ücretlerle atölyelerde ve fabrikalarda çalıştırılıyor. 'Ucuz iş gücü' olarak görülen Suriyeliler de yerli işçilere tercih ediliyor. Bu da toplumda, özellikle cüzi ücretlerle geçimini sağlayan kesimi kızdırıyor.
Suriyelilere yaklaşım muhafazakâr, Atatürkçü ve milliyetçi tabanların ortak noktası. Toplumun büyük bir kesimi bu durumdan rahatsız vaziyette. Bu da hükümetin bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetemediğini gösteriyor. Tüm bunların yanında en başa dönersek, bir başka devletin siyasal ve toplumsal sorununu iç meselemiz haline dönüştürmek sakat bir siyasi anlayıştı zaten. Dış politikada iflas bizi sosyal, siyasal ve ekonomik olarak bir çıkmazın içine düşürmüş durumda.
İşin özü Suriyelilere vatandaşlık meselesi pek çok açıdan tartışılması, topluma anlatılması ve toplumdan onay alınması gereken büyük bir adım. Bu büyük adımı; geçmişi, bugünü ve geleceği çözümleyerek atmak en doğru yol olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder